31 Ağustos 2007 Cuma

Herkes Dersine Bu Tersine




çocukluk hayalimi sonunda gerçekleştirdik, bu uğurda kendini paralayan gürkut abi'ye ve eurofeb'den fatih'le murata sonsuzteşekkürler burdan. ertesi gece partiden kalma bir zomlukla arkadaş tarafından olm maça gitmicen mi lan diyerek uyandırıldıktan sonra tren yoluna düştük. ama yook stressiz olmaz, trenin gelmesine iki dakika kala pasaportumu evde unuttuğumu farketmemle birlikte ki apartmandaki herkes okulda o anda ve bende anahtar yok eve attığım deparı hayatımda ne biri için ne de başka bişi için attım. belki bir umut arabası olan arkadaş daha çıkmamıştır, alttaki kapıyı açtırırevin kapısını kırar alır tekrar koşarım diye ama arabasını göremedim ne yazık ki. neyse treni yakaladım ama hem frankfurt'akadar ki bi saatlik yol nefesimi dindirmeye yetmedi, hem de tansiyonum düştü, oracıkta bayılıyordum. orda eurofeb'den fatih'lemurat beni aldılar, ben de meramımı anlatınca. vakit var daha gider alırız dediklerinde, eğilesim geldi. oha. bu arada dafırat'ı arayıp lan olm bagaja saklansam, ziyaretçi kartı alsam ülkeye girerken ya da sormazlar lan belki falan diyerektenkafasını sikiyordum. neyse gittik aldık, eurofeb'in çift katlı otobüsündeki yolculuğumuz başlamış oldu rahat bir şekilde.

avrupai kfy diyebiliriz eurofeb için, tek sorunları makara beste üretme, tribündeki yeni bestelere adaptasyon. neyse eskitribüncü abilere de sahipler, maçka taksim dolmabahçe geliyor fenerbahçe gibi tezahüratları söylüyorlar. 30-50 kişiler anca.tribünü benimseme, alet edevat, davula meşale şekli gibi hususlarda da başarılılar. ankara'ya gidiyormuş gibi hissettim birara, 5-6 saatlik yol benzinlik molaları. kaptan çiş molası şekliyle, benzinlik patlatma olayı sıfır malum. yoldan geçenarabalara el hareketi çekme dersinden ise pekiyiyle geçtik, tam türküz. brüksel'in içindeki trafik tam allahlık, lan burdayok o kadar amına koyim. bi saatte gittik siktiğimin anderlecht kasabasına, zaten şehir görebildiğimiz kadarıyla saçmasepetbi şehir tek güzel şey tangalı kız billboardıydı.

ve sonunda stat etrafındayız biletimiz cebimizde, ama alt kattan biletimiz. peki yer mi anadolu çocuğu, yemez. üst katınbiletlerini de ibneler yırtıyo ki girmesinler alttan alttakilere sadece bakıyolar. neyse üstten atıldı bilet, kapıdaki bubilet yırtık siktir git dedi, orda yaşayan türk abiden birine rica ettim, abi girdim çıktım desene diye. neyse üstteyiz :)avrupa'nın beşiğinin stat tuvaletinde musluk, lavabo yok. taharet musluğu da yok ibnelerde. tek suya dair işaret sifon.
maçı anlatmaya çok da gerek yok, zaten televizyonlar anlatmış herşeyi. ne bağırdık be, az besteyi çok sayıda söylemezorunluğu olmasına rağmen gene de iyi iş başardık. meşale şovu da çok özlemiştim, pimli meşale ha bi de ucuz dandik diil :)yanımızda bizi izleyen onlarca anderlechtli sadece bizi dinledi, arada el hareketi çektiler o kadar. karşı kale arkalarındahaydi maviler diye bi grupları var, şirinleri tercih ederim bunlara o derece.

stattan çıkmamıza rağmen dışarda bile hala bağırıyorduk, stewartlar var dans ediyolar bizle falan. toplam 10 a yakın otobüsvardı, en dandik kaptan bizimki olunca bi de istop ettirince itmek zorunda kaldık koca iki katlı otobüsü.


neyse çalıştırdık,ama acısını shell'de son meşalemizi yakarak çıkardık. acı bi son da olabilirdi gerçi mantıklı düşününce mhuauha. neysesonunda bu hayalimizi de gerçekleştirdik, tecrübemize tecrübe kattık. dünya iyisi iki insan olan fatih'le murat da geceninkörü sanki otobüs beşiktaş'a bırakır gibi yarım saat yolu uzatarak eve bıraktılar. mutluyuz, gururluyuz. yapımda ve yayındaemeği geçen herkese teşekkürler. bekle milano kıyafet alacam, bekle eindhoven tersten görücem, bekle moskova am üstünde götsikicem. insan umut ettiği sürece yaşarmış.

before sunrise

oestrich winkel sokaklarında gördüğümüz restoranın çalgıcısını duyup içeri girmemiz ve dans.






turkish tradition

daha önce de bahsetmiştim turkish tradition geyiğinden. artık herkese yayıldı, geyiği bileyapılmaya başlandı. fransız stan'le oturup yarım saat tradition geyiği yaptık. işte biri sigarayakıyo, yaktıysan ona da vericen türkish tradition, sen istedin o verdi öteki iki daha vercekfransız tradition, tahmin edebileceğiniz gibi soluksuz bi geyik sahası.

görseller

sabahtan beri hiçbir şey yemedik english edition :





portekizlilerden kontra :





haydi şimdi bütün eller havaya erasmus geliyor :




leş bangladeşli :






amına koyim international edition :









beckenbauer'in babası ve ben


aşık oluyorum eyvah, yerimde duramıyorum.

















lüküs hayat projeleri 3

bu sefer proje karşı taraftan benim adıma geldi. sınıftaki fransız çocuklardan biri ki çokkafa çocuk hakkaten, bi anda borat'ın almanya versiyonunu seninle uzun metraj çekmek istiyorumdedi :) yandaki da atladı filmin adı da crazy turk can in deutschland olur falan. anlıcağınızorda durum nasılsa burda da aynı şu an. her telden insanla paranın amına koyma planları sonsürat.

gerçek kesit

olayımız oyun. iki gruba ayrıldık, birileri mainz'e birileri weisbaden'e 5 erli gruplar halindegidip soruların cevaplarını insanlara sora sora bulucaklar. neyse gruptaki çinliler zayıfhalka çıkınca fransız kızla beraber ona buna soruyoruz durdurup milleti. adı isabel, ama ben aylin diyorum.tarihi sorularıayağı çukurdakilere falan, gerçi biri öyle bi kitledi ki fena. gözlüğü taktı, kulağı azduyuyormuş bi de, elinden kağıdı da çekemiyorsun. cevaplayamadı da zaten hırt. alman yaşlısınahırt denir. sıfat tamlamasının bütün kurallarını da yerle yeksan ettim bu arada. neyse sonrabi türk kebapçı gördüm, lan dedim coğrafikleri bu bilir. gayet kaba bi şekilde sorma diyip,bi dal sigara versene burda pahalı diyiverdi. ulan amcık sana pahalıysa bana da pahalı işte,iki kere iki dört. oh be bu kalıbı da kullandık, yazının miyadı doldu tamam. geç.

şaka mısın olm ?

iki portekizli çocuk bi de fransız kızla ki ona da julican diyorum partide oturup muhabbet ediyoruz, şarkı falan. işteportekizliden biri kıza akışlarda. ama öyle yavşakça diil, çok eğlenceli muhabbet oluyor. ve sonra şöyle bir muhabbet döndü :

frank: let's make a joke for us.
juli : can, can you say a joke ?
can : no.
dani : of course he can't say because he is a joke.

etnik espriler

burada çok eğlendiğim bi olay var o da millete ülkelerinin isimleriyle seslenmek. mesela hiii us, what's up portugaal, tschüs scandinavia gibi. ulan böyle olunca da isimleri ezberleyemiyorum. adamın adı bende namibia diye kaldı şimdi, ara kibulasın gerçeğini. bi de klasik, nerelisin güney afrika aaaa ı like nelson mandela türevleri var. bangladeşliler bıyıklı,litvanyalılar 300 kg ve koca göğüsleri açık gezerler, asyalılarda bel soğukluğu var gibi dedikoduları da arkalarından yapıyoruz. ha merak etmeyin, bizi iyi temsil ediyorum :) etnik espriler burda çok meşhur yalnız, sırf ben yapmıyorum meselakavede maç izlerken içeri giren adama benim küçük çocuklara yaptığım gibi hans! diye bağıran adamlar var. onların kaveyebizden biri girse, mehmet! diye bağrılsa hoş mu yani.

ara analiz

şu ana kadar geçen bi hafta hayatımdaki en güzel haftalar arasına ilk üçten yerleşti diyebilirim. bi kere bizim şansımızaçok kafa çocuklar ve kızlar var grupta. herkes eğleniyor, kaynaşıyor ve mizah konusunda müthiş paydalar yakalıyoruz. zatenamına koyim bi cümle içinde seksen dilden kelime kullanıyorum, o da ayrı bi komiklik katıyor. dün hallgarten'ın kuruluşyıldönümü dolayısıyla yerel bi parti vardı orkestra falan. sahneye çıktım dans ettim, sonra bu fransızlarla oyun oynadık iştegit saksafoncunun karşısına 15 sn tavuk taklidi yap dendi, gittim yaptım :) ayrıyetten çocukluk hayalim olan yurtdışı deplasmanı için bir adım daha yaklaştım dünyanın en kral abisi sayesinde. ona burdan kucak dolusu sevgiler, hayır sırf biletolsa tamam daha ne süprizler düşünmüş benim için sölesem kıskanırsınız. buranın iddaasını da bugün deniyorum, lan bakarsınkoyarım çocuğu. allaah. lan bi de çok canımı sıkan bişi var, yolda araba yok diyelim mesela ama yayaya kırmızı yanıyor ulanherif yeşili bekliyor, tutup kollarından geçiresim var karşıya. son değineceğim konu da herkesin kendi dilinde şarkı sölemebaşlığı altında benim seçimlerimin çocuklar inanın ve sisli bir gece yarısı olması. kız bana hollandaca romantik şarkısöylüyor, ben cengiz'den duyanlara duymayanlara. değişik bi tecrübe, herkesin denemesi lazım.

29 Ağustos 2007 Çarşamba

23 Ağustos 2007 Perşembe

erasmusçu izlenimleri 2


size acayip birini tanıştırcam şimdi : varoş şilili cafer. adam tam anlamıyla bir türk.erasmusçular arasında halı saha turnuvası yapalım diyoruz, adam beste yapalım takımımıza bi detişört bastıralım diyo. arkadan bize çelme takıyo, amına koyim demeyi öğrettik video bile çektik. soracııma odadaki televizyona anten arıyoruz akşam sokakta birini buluruz falan diye,adam evlerin zillerine basıyo vardır abi koca ev diyerek. herifin başkalarıyla taşşak geçmesibile bize benziyo, geçen hong konglunun teki ağzında yemek varken bölölölö sesleriyle bişianlatmaya çalıştı, eleman da ona gene bölölölö diye cevap verdi mimikleriyle. ayrıca bu herifsigara sarmasını da biliyor, pahalı olduğu için tütün alıp sarıyoruz. diyorum türkiye'de biri içerken ötekine vermemek ayıptır, haa tamam o zaman sorry diyip bana da sarıyor :) banageçenlerde de senin dediklerinin sadece yüzde ellisini anlayabiliyorum dostum mealinde bişilerdedi, bence iyi oran. evlerin önüne bırakılan çöplerden işe yarar bişi aramayı bile önerdi,dedim yuh. ruh ikizim misin amına koyim.

efendime sölim, iki de portekizli kankamız var. bugün onlara ananın amı galatasaray survivoreditionu öğrettim. hatta sözlerini yazıp post it halinde verdim ödev olarak ki ezberlesinler.sokakta gslı görsek vurucaz sanırım. hasan şaş'ı falan seviyolarmış gerçi, ordan kıl kaptımben de dedim ak pauleta'nın amına koyim. biri portolu biri sportingli. haftaya derbi izlicez.benficalılar adam olun.

kırmızı şarabı limonlu gazozla karıştıran hong kongludan bahsetmek istemiyorum. pm atın.

son olarak da elleriyle yemek yiyen bangladeşli kızdan dem vurmak istiyorum. pilavı ve tavuğu5 parmağıyla yedi gözümüzün önünde. resmen temiz insanlarız lan biz, pirupak çocuklarız valla.
bu anlattıklarımın hepsi bizim apartmanda yaşayan çocuklar. okul içinde daha değişik tipler devar. mesela en çok sevdiğimiz tip arabası olan fransız çocuklar. hepsiyle dakkasında kankaolduk, geçen akşam biri pasta getirdi ak eve. ulan benim babam pasta getirmiyor eve dümbük.litvanyalı koca göğüs "gin" var, kızdan kolesterol akıyor. 9 kat göbek olur mu bee ohaapraskeviciuus. fransız hava durumu sunucusu kıza benziyen biri var, hani şu nette fotosudolanan spiker. yengeniz olur, ya da olmalı. olucak. du bi. lan bu arada yarma bi de macar
var,tam pişpirikçi tipli. yani dersin ortasında dönim mi baba diyecek diye korkuyorum.

Hattenheim Tayfa

apartmanda 5 daireyiz, herkes ikili üçlü kalıyor ve bu aralar acayip kaynaştık diyebilirim.dün akşam bangladeşli kızla hollandalı kız bize yemek yaptılar. acı soslu tavuk, koca tencerepilav, sarımsaklı domatesli ekmek ve cips için avokado sosu. tencereye ekmek bandım, dedimturkish tradition. haa dediler. bugün de mesela temiz bardak olmadığından kaseden votka içtim.apartmanda herkes bizde toplanıyor, kapımız herkese açık. mevlana'nın torunlarıyız. akşamalmanya-ingiltere maçını seyrettik, ki şöyle bir gerçek var hattenheim'da televizyonu olan sadece bir iki yer var. bizim eve de koymuşlar bi tane hayret ki ne hayret. barda bile tvyok, gerçi deli güzel ve seksi bi kadın işletiyor. amına koyim dilim damağım yapıştı görünce.duble helga.
en yukarki katta da fransız bi kız kalıyor ama şu aralar ananesi ve dedesiyle. bakalım kızımızhangi dalyarraklarla beraber yatıp kalkıyor diye teftişe gelmişler sanırım. ha bu arada daevi bok götürüyor, temizlik konusunda gayet titiz olan arkadaşım eve kadın getirsek mi diyesoruyor. allahın siktir ettiği yerde bi de temizlikçi arıcaz :) sanırım şaka yapıyodu ama.
okulun karşısında kebapçı var demiştim, orda türk tvsi izliyoruz gündüzleri. gasteler, tvler,insanlar dolayısıyla hiç yabancılık çekmiyoruz. saçmasapan bi iş. sen git amına koyim götüboklu biracıların memleketine, allahın dağında karşına türkçe bi ortam çıksın. saçma. mensch.
iki hafta sekiz buçukta başlayan derslere iştirak etmek zorundayız, en azından kaynaşmak için.her gün geç giriyoruz en az onbeş dakka. çipçirkin işler. ama güzel işler de olmuyor değil,geçen gastede okudum bu kış dönemi atv dizilerine bi göz atın derim. acayip heyecanlandımprojeleri okuyunca. serdar akar, taylan biraderler vs..

20 Ağustos 2007 Pazartesi

Soğuk Mühür

yoo bu bir yahya kemal romanı değil, hele aydan şener'in boktan tv filmlerinden biri hiçdeğil. bu can turgut'un hayat dizisinin 17 ağustoski bölümünün adı. el memlekete adım atmayaramak kala olacak şey mi. ulan amına koduumun pasaportçubaşısı zaten sikten soktan bi işinvar, onu da tam yap bari. senin yüzünden biz tekrardan uçak parası vermek zorunda mıyıZ götoğlanı. iso beni kurtar volume 2. gene bok yoluna para verdik lan. olm bu seferbanko umre, kaçarı yok.
birtakım enstantaneler 1
trene binmeden sigara içerim arkadaş ben, zaten yeni inmişim frankfurt'a. ama şöyle bidurum sözkonusu, sigaram yok ama içenler var. bakim lan burda otlakçılık nası işliyo diye.kadının bakışını unutmucam ya mhuahu bu ne cüret diye bas bas bağırıyodu. bi de çakmağınıistedim, kreması oldu. banane lan sikimden aşşaa, insan ol lan iki dakka.

Pakistanlı Taksici

dınınının. evet benim de aklıma ilk seinfeld geldi, artislik yapma şimdi okuyucu. neyseilk indim havaalanına arkadaşı bekliyorum, ulan ne gelen var ne giden. meğer vize sorunuçıkmış, gelemiyor. benim de şarjım bitti telefonum kapalı sik gibi kaldım elimde bavullarlaalanda. neyse kuzene telefon falan ettik bi yerlere ulaştık gerçi belam sikildi bu arada, omuzlar pert. evet pert. bu da son zamanlarda çıktı. oluum bi kaza oldu, araba pert. baksen. sonracııma wiesbaden denen yerde gecenin körü punkçılarla dolu bi sokakta bi başımayım.tam heyecan, tam adrenalin. neyse yolda muhabbet eden üç türk gördüm de derdimi anlattım.taksiye bindirdiler pazarlıkla saolsunlar. herif pakistanlı. gecenin ikisi, alakasız almanya sokaklarında pakistanlı şeker bir taksiciyle evimi bulmaya gidiyoruz. adamla benazirbutto'dan girdik, lal meclisi'nden çıktık. kaşmir sorununa da el bastık genç, merak etme.türkiye'yi de islamı tam uygulamadığı için eleştirdi amcam :) neyse evin yakınına geldik ulan bulamıyoruz dar dar sokaklar amına koyim, herif de neyse sevdi beni falan istop ettirdik indik aşağı adamla beraber evi aradık hehe. gecenin sonunda bulduk gerçi,the best taxi driver ı've ever seen diye yalakalığımı da yaptım. elini sıktım, güle gülededim. ha 20 yumoşumu da verdim. tahtakale lehçesi eurosu. para gani, sorun yok.
birtakım enstantaneler 2
almanya'da sokaklarda telefon kulübeleri 1 yumoşla çalışıyor, ama şöle bi durum var ki1 ytl ile de çalışıyor. anladın sen.
lüküs hayat projeleri 1
marketlerde hazır salatalar var poşetlerde, yeşillikli domatesli var mesela koy etin yanınaben yaptım de. iş yapar istanbul'da. şş sölüyorum bunları diye atlamayın üstüne, sikerim.
lüküs hayat projeleri 2
taksilerde navigasyon makinası var, yazıyosun adresi kadın sesiyle sana yolu tarif ediyor.sola dön, düz git deyu deyu. ama istanbul'da iş yapmaz, karı sesiyle herife yolu tarif ederse şoför dellenir lan. ulan ben 10 yılımı verdim bu mesleğe, elinin hamuruyla bulaşmayolarım küpeni diyebilir.

Yarının Gastesi

kavede maç izliyorum. 3 km yürüdüm amına koyim, türk caddesini buldum. diğer iki arkadaşeve döndü, tek başıma dolaşıyorum sokaklarda. pornocu gezdim, kıça kol sokmuş töbestafurullah.manav gördüm sonra, aha türk dedim. herif bağlarbaşılı çıktı, pepe metin'den girdi maratonatırmanmadan çıktı. bu arada sokakta her tek gördüğüm küçük çocuğa haaaans! diye bağırıpkorkutuyorum muhauha. erasmus bu olm, ne sandın. sokakta sana bakan elemana ne bakıyon yarraamdeme özgürlüğüdür erasmus. neyse gittik kaveye, maçı izlemeye başladık. rakı masası kurulmuşfalan bi kave, kumar makineleri de var bikaç. ulan neyse dakka 70 falan, içeri yarının gastesici girdi.

- hürriyet, milliyet, zaman, FANATİK..
- ulaan ibnee, maçın sonucunu söle bari de izlemeyelim boşuna.

feci bir diyalogdu, yardı geçirdi. baktım gasteye puan durumunun altında DÜN : Fener-Antepyazıyo. eskiden aile gezmelerinden dönüşte taksim'den BUGÜN gastesi alırdık. o günlerdenhatırlıyorum yarının gastesi muhabbetini. ama bölesi komik oldu hakkaten.

Ara Analiz

alkol deli ucuz, sierra 11 yumoş ak. ulan bence türkler almanya'ya iş bulmak için koşmuşlartam bi geyikmiş, bariz sierra için gelmişiz. sonra marketlerde herşey bilmiyorum ama olmasıgerektiğinden daha ucuz. 1 kg patates salatası aldım ak 1.5 yumoş, sonra konserveler falanhep 1 yumoşun altında. neyse mönü dizmim şimdi, ama iyi gibi şimdilik. mezzo mix içtim, kolalıjelibonun sıvı versiyonu. coca cola üretmiş gene kolayla fanta karışımı. deli bişi şahsımca.domuz etinden sosisi pek beğenmedim, bizim sosis siker valla. taharet musluğunuz yok ama, bizdefikir var aga. lavabonun musluğu uzuyor duş ahizesi gibi, onu da kıçına tutuyosun ferah. seçimden sonra her gördüğün adama akp'li gözüyle bakıyorduk ya o hesap, şimdi sokakta her gördüğüm güzel helga'ya götüboklu gözüyle bakıyorum. lan can bi siktir git allasen ya, lütfen.arkadaşın odasındaki tuvalet ise tam bir veli göçer dekorasyonu. delik ortada değil sifondan uzakta diye tabir edebileceğim bi yerde, öteki taraf ise düz satıh. ulan anlatabildim mi acaba.yani şöyle oluyor, afedersin sıçıyorsun o kalıyor orda mhuahuau. yani sana diyor ki sikindiriktuvalet, al bak marifetine bak bana ne acılar yaşattığına. lan böle saçma bişi olur mu, asilamacını yapmayan tuvalet olur mu. yapıyosun gitmiyor alala. tren 3.55 yumoş. 5 milyon diyelim.gitgel 10 milyon ak, gayet pahalı. ilk bindiğimde aldığım bilete bakmadılar, sonrasında andımolsun dedim almıcam neyse sokmasınlar kolu filmdeki gibi diye gene aldım iyi ki almışım. nemrutgillerden bi helga baktı bilete, demek o gece ölesine denk geldi. ama sanırım o ankiçocuksu heyecanımını hissettirebilmişimdir size. ara analize bak ak, anası nası olur acaba bunun. anasına bak analizini al. haa baya da komik oldu bu, iyi oldu. okuyucu gül.
erasmusçu izlenimi 1
bugün bi çinliyle tanıştık, katri adı. ilk klasik sorularımızı sorduk tabi bacımıza, dedikilk bakışta çinliyle koreliyle japono kırgızı falan ayırabilir misin diye. dedi işte japonungözü küçük olur, şak yapıştırdım ulan dümbük seninki çok mu büyük amına koyim dedim. güldü.seni gidi seni olayı yok, bıyıksporlu kız. hayvan gibi de sıcak vardı bugün, kıza gavur amıdemeyi öğrettim foreign pussy diye tercüme ederekten. güldü. seni gidi seni olayı yok, şekil şemal ringu. odada tv var açamıyorum, o derece. şangay borsasını bilmiyo ak kız, neyseyao ming'i biliyo.