26 Eylül 2007 Çarşamba

zafere kaçış

okulda büyük parti varmış, 15 euroymuş, içki yemek beleşmiş sınırsızmış. biletler tükeniyormuş, almadıysanız çabuk alın uyarıları peşisıra geliyormuş. olay hafiften belli oldu gibi sanki :) bizim bu şilili de gerçi bilet almak istiyodu, lan olm dedim bak cv'm çok kabarık, bana güven, biz buraya beleş giricez falan derken okulun önüne geldik. millet smokinler, tuvaletler giymiş biz öteki taraftan üzüm bahçelerinden mi girsek acaba okula diyoruz. gene her zamanki gibi kola bileklik takıyolar ama yapıştırmalı, çıtçıtlı diil. bizim çocuklara sölüyoruz içere atın dışarı bileklikleri diye, biz napcaz o zaman diyolar. ah canlarım. neyse ana kapıdan girme olanağımız yok onu anladık, fakat hemen yirmi metre gerisinde duvar var. e tabi adamlar
smokinli insanların duvardan atlayıp beleş girme şansını deniceklerini düşünmüyorlar, hele üzüm bahçesinden okula sızma planı penguen gibi giyinmiş bi erkek için çirkin bi saha. velhasıl-ı kelam, atladık girdik. hoop. hemen oraya bi yere gizlendik, telefonu elimize aldık biriyle konuşuyor hesabı. partinin olduğu büyük alana doğru hırsız adımlarla yürürken, lan amına
koyim bi baktık sosis standına gelmişiz. lan olm içerdeyiz laaaan, sosis dağıtıyor olm adam. parti çadırına girişte de iki kamil security koymuşlar, milletin bileğine bakmak dışında her naneyi yiyorlar. bira beleş ama önce 2 euro depozito veriyosun, bütün gece beleş içiyosun. european BUSINESS school olmuşsun ama adam olamamışın kamil, böyle soyarlar adamı.

yağmalama

leo büyük insan, içinde gram kötülük yok. hong kongun meleği. ah be yavrum, koy yumruğu masaya de ki ben uyuycam gidin evinize
yemek yok. millette de tembellik başladı sırf bu yüzden, amaaan koy götüne leo'da yeriz. lan olm çocuğun gururuyla bu kadar
oynanır mı, ben utandım. her gidişimizde, bugün akşam bizde yiyosun işte gelecek hafta alışveriş yapma full bizdensin gibi
alternatifler sunuyoruz arkadaşa ama sanırsam bizi kafamız güzel olduğu için ciddiye almıyor. oysa her akşam onu bekliyoruz,
açık büfe hazırladığımız mumlu ve süslü peçeteli soframızda. leo büyük insan, seviyoruz seni.

sırlar dünyası

evet meğer koynumuzda bir kafir beslemişiz de haberimiz yok, anlatıcağım bu hikaye baya ses getirir aslında medyaya düşse.
ramazan'dayız malum, bizim leş bangladeşli oruç tutuyor. neyse bi akşamüstü gene pes oynuyoruz, o da bizi izliyor falan filan
dedim iftar saatini öğrenim mi senin için. anlamadı, işte güneş batınca açıcam diyo. alla alla, ilk çağ mı lan bu diye şöyle
bir iki dakka kafa yordum, geçti. neyse ertesi gün de bunu partide elinde bira gördüm, ulan kız dini yeniden yazıyor sanki.
lan dedim sen naapıyon amına koyim, düşürecektin meteoru parti çadırına. ee ne var ki, kim diyor onu gibi cümlelerle cevap
verdi bana. dün mesela dönercideyiz işte millet iftarı bekliyor, bu çoktan yemeye başladı. yahu daha saat olmadı, olsa yerler
diyorum güneş battı diyor. sonra da akşam bizle rakı çıktı falan, al incele kızı öyle bi vaka. kızı da yanlış anlamayın,
görsen namazında niyazında dersin harbi, partiyle içkiyle sigarayla alakası yok. 26 yaşında kısa boylu bıyıklı bir bangladeş
kızı işte. yalnız bu din daha çok tutar diye lafı bitireyim ve kaçayım. tü tü tü.

20 Eylül 2007 Perşembe

john terrible

Evet, bizim tayfanın bana halı saha performansımdan sonra taktığı isim bu. Çok da yakıştı valla, çıktık sahaya işte açtık ellerimizi yalvardık forvetlere sert vurmasınlar diye. Erasmus takımıyla alman takımı maç yapıyor, şaka gibi de kaleye ben geçtim. Ulan tipe bak fiziğe bak, benden kaleci olur mu. Zaten süper bir gol yedim hemen başlarda, sonra geyiğe sardım yedektekilere sigara var mı işareti falan yapıyorum. Anadolu çocuğu olmamızdan kelli, hemen dedim ben süper defansım görev bölgeme geçeyim vurayım ibnelerin baldırına baldırına. Neyse sağbeklik maceram da götverenin birinin pipime nişan alması sonucu beş dakka sürdü. Ulan düşman mıyız pezevenk, türküz ya amına koyim işinden ettik ya ibneleri saldırın tabi. Bi de gaz ingiliz var, takım kaptanı triplerinde iyi pasları alkışlıyor falan. Yanlışlıkla bana da boşver kötü oynaman önemli diil eğlenmene bak tarzı abiciliğe de soyundu, ha ben naptım eyvallah kaptan dedim bi koştum bi vurdum topa üf. Tam terrible. Olsun ama bence bu da bi medeni cesaret, hem yedekte beklerken arabalı bi fransızla tanıştık bizi Paris’e götürecek kanallardan biri. Yani maçın tv’den görünmeyen kısımlarında çok faydalı şeyler de oldu. Takımın parçasıyım ayağına bi ara yedekteyken kaleciyi falan alkışladım, go go falan diyorum. Çocuk tanıdık zaten ibneyi güldürüyorum maça konsantre olamıyor, tam bir dinamitim yani takım için. Maç içinde de yanına gidip olm bana pas verirsen takım için iyi şeyler olmaz ona göre davran diye telkinlerde bulunmuştum. Haa takım için ne faydam oldu, süper kolej havası yakalattım. Bundan sonraki maça da gitmem, işim olmaz. Ağızda sigara defans oynayamıcaksam, nerde kaldı erasmusluğum.

Fünf Fighters

Bizim apartman iyice rayına oturdu artık, çığrından çıktı desek daha da olur olabilir gerçi. Kanka olmanın son aşaması olan analı bacılı küfürleşmeyi de hallettik, ne kaldı geriye bilmiyorum. Herkes burda mı diye soruyosun, anan yok diyo ; olm bacın aradı ters ters konuştu bi ara istersen gibi diyaloglar envai çeşit dilde yapılmaya başlandı. Hani hadi saçmalayalım olabildiğince vardır ya, anlamsızca konuşursun saçma sapan onu ingilizce başka milletten insanlarla yapmanın keyfi bambaşkaymış gerçekten. Buzdolabı patlatmacılığı kültürünü de yavaştan oturtmaya başladım, dün hong konglunun nevalelerini bitirdik gecenin köründe. Uyumucaksın arkadaşım, her an tetikte beklicen yoksa yerler böyle kaşar peynirlerini yeşil zeytinlerini. Burası evde geçen kısmı, akşam milletin evine parti gezmelerine gittiğimizde de meraba faslından önce masadakilere saldırma faslımız da çok meşhur mesela. İlk intiba çok önemli, verimli bir sahaysa eğer masa geceyi keyiflendiriyoruz. Bi Hattenheim kültürü oluşturduk bir ayda, eve dönerken yolda beraber söleyebileceğimiz 5-6 şarkımız var, partilerde içkisine oynayabileceğimiz oyunlarımız var. Akşamları evde parasına saatlerce süren blackjack, gün boyunca pro evolution soccer maçları hatta first traditional tournament’imiz bile var. Ha buraya kadar olan kısım süper olmasına süper de kardeşim zeytinyağı dolu zeytin tabağına elini sokup zeytini yiyip elini de pantolonuna sürme di mi şeker çocuk şilican. Bu rahatlık bizi bokumuzda boğulmaya itebilir, yağmacılık da başladı hafiften. Çamaşırlık çalmacılık gibi süper bi oyunumuz var apartmanda, çalan saklıyor. Dün bu tavana asılan ampulü koruyan lambalıktan çalıp küllük yaptık. Kendi çapında bunları yap hadi kardeşim de yol tamiri için yolun girişine konulan lambalı koca levhayı ne diye çalarsın di mi, bildiğin mavi boncuk filmi bir gece ansızın gelebilirim şarkısı fonda. 5 kişi taşımış götürüyor, sonra da otobanın kenarına bıraktık. Vicdanlı biri görüp alsın diye heralde, çok da kötü çocuklar diilmişiz bakmayın siz.

9 Eylül 2007 Pazar

dizin

yeni yayın döneminde acayip bi dizi furyası var, hepsi de iştah açıcı. şöyle kısaca listelemek istedim.

Elveda Rumeli : Serdar Akar yönetiyor, Erdal Özyağcılar oynuyor, Osmanlı'daki Balkan olayları anlatılıyor.

Pusat : Osman Sınav'dan boksçu hikayesi. http://www.pusat.tv/Pusat.asp

Eşref Saati : Yetkin Dikinciler'le Yavuz Bingöl iki eski İstanbul kabadayısı rolünde. Pana Film'den.

Bıçak Sırtı : Nejat İşler, Fikret Kuşkan, Mehmet Günsur...ve Erkan Can.

Fesuphanallah : Cem Davran, Kadir Çöpdemir, Hasan Kaçan, Şafak Sezer...Pana Film. Behiç Pek de senaristlerden biri. Ekmek Teknesivari sanki.

Komiser Nevzat : Ahmet Ümit'in senaryosu, Altan Erkekli'nin performansı. Müzik de ARIA.

Kara Yılan : Kuvayi Milliye üstüne bir Taylan Biraderler dizisi.

Ayrıca Ata Demirer Hacıyatmaz diye bir programla Kanal D'de olucakmış, öte yandan devam
eden Kurtlar Vadisi, Gürgen ve Billur'lu Avrupa Yakası, Genco, Kavak Yelleri, Hatırla Sevgili. Hmmhh mmmhh.

sanatsal tur

mikrofonlarımız almanya'da, frankfurt'tan gol haberi var.

- abi biz öğrenci değişimiyle geldik de buraya.
- onları da karaköy'e mi gönderdiler ?!? :)

- wie heisst du ?
- mete.
- aa türk müsün canım.
- vay amına koyim.

6 Eylül 2007 Perşembe

mainz gündüzleri


pipili makarna da yemedik demeyiz, gerçi yemedik. ama
pipili terliği kesin alıcam. ilk dükkan 20 euro dedi, ikincisinde 14.80 e bulduk. tek standart 41 numarası var. satan adam bile bende de var kız arkadaşıma doğru tutuyorum sallıyorum falan dedi, çok etkilendik. yok abi
almam lazım.
apaçiliklerden apaçilik beğenme günümüzdü bugün. herşey 1 eurocu bulduk. ben aptal bi fötr
şapka alcaktım, vazgeçtim haribo aldım. bizim arkadaş üsküdara gider iken şemsiyesi aldı bi tane. tek büfe'yi de bulduk mu burda, tamamdır can kardeşin sırtı yere gelmez artık. abi bi buçuk pipili makarna, bolonez olsun. töbestafurullah.


3 Eylül 2007 Pazartesi

mainz geceleri


penthouse kızlar çok ısrar ettiler, biz de kıramadık. hayır bi de dans dans diye tutturdular. çok yapışkanlar çok. siz sizolun çok yakışıklı, karizmatik olmayın.

erasmusçu izlenimleri 3

bizim apartmanda en alttaki bangladeşli sabri beyliğe soyundu bu aralar, ne zaman eve adım atsak türkii diye evinden çıkıpkafa sikiyor. ben de kendime baykuş cemilliği layık gördüm. ijicem, benim adım cemil.

dün gece çekirdek çitletiyoduk çok afedersiniz, bizim şilili'ye de bi avuç döktük, herif hepsini ağzına attı. hayvanoğlu.1840'tan ışınlanmış gibi bi görüntüsü vardı o haliyle dişlerinin arasında çekirdek falan. ruh ikizim falan diilsin sittir.

kelime oyunlu cin esprilerimi macar arkadaş üstünde deniyorum. hungary, hungry, angry diyim siz kendiniz iç dünyanızdatasvir edin artık çocukta açtığım hasarı.

lan dur dur şaka yaptım şilili, sen hala benim ruh ikizimsin. bunun casino'dan kazandığın 400 küsür yumoşla bir alakası olmadığını geçen kısa süre zarfında anlamışsındır umarım. hem dün gece evden çıkarken hacıladığın çakmağım da sana yar olmazbilesin, ahım tutar.