okulda büyük parti varmış, 15 euroymuş, içki yemek beleşmiş sınırsızmış. biletler tükeniyormuş, almadıysanız çabuk alın uyarıları peşisıra geliyormuş. olay hafiften belli oldu gibi sanki :) bizim bu şilili de gerçi bilet almak istiyodu, lan olm dedim bak cv'm çok kabarık, bana güven, biz buraya beleş giricez falan derken okulun önüne geldik. millet smokinler, tuvaletler giymiş biz öteki taraftan üzüm bahçelerinden mi girsek acaba okula diyoruz. gene her zamanki gibi kola bileklik takıyolar ama yapıştırmalı, çıtçıtlı diil. bizim çocuklara sölüyoruz içere atın dışarı bileklikleri diye, biz napcaz o zaman diyolar. ah canlarım. neyse ana kapıdan girme olanağımız yok onu anladık, fakat hemen yirmi metre gerisinde duvar var. e tabi adamlar
smokinli insanların duvardan atlayıp beleş girme şansını deniceklerini düşünmüyorlar, hele üzüm bahçesinden okula sızma planı penguen gibi giyinmiş bi erkek için çirkin bi saha. velhasıl-ı kelam, atladık girdik. hoop. hemen oraya bi yere gizlendik, telefonu elimize aldık biriyle konuşuyor hesabı. partinin olduğu büyük alana doğru hırsız adımlarla yürürken, lan amına
koyim bi baktık sosis standına gelmişiz. lan olm içerdeyiz laaaan, sosis dağıtıyor olm adam. parti çadırına girişte de iki kamil security koymuşlar, milletin bileğine bakmak dışında her naneyi yiyorlar. bira beleş ama önce 2 euro depozito veriyosun, bütün gece beleş içiyosun. european BUSINESS school olmuşsun ama adam olamamışın kamil, böyle soyarlar adamı.
yağmalama
leo büyük insan, içinde gram kötülük yok. hong kongun meleği. ah be yavrum, koy yumruğu masaya de ki ben uyuycam gidin evinize
yemek yok. millette de tembellik başladı sırf bu yüzden, amaaan koy götüne leo'da yeriz. lan olm çocuğun gururuyla bu kadar
oynanır mı, ben utandım. her gidişimizde, bugün akşam bizde yiyosun işte gelecek hafta alışveriş yapma full bizdensin gibi
alternatifler sunuyoruz arkadaşa ama sanırsam bizi kafamız güzel olduğu için ciddiye almıyor. oysa her akşam onu bekliyoruz,
açık büfe hazırladığımız mumlu ve süslü peçeteli soframızda. leo büyük insan, seviyoruz seni.
sırlar dünyası
evet meğer koynumuzda bir kafir beslemişiz de haberimiz yok, anlatıcağım bu hikaye baya ses getirir aslında medyaya düşse.
ramazan'dayız malum, bizim leş bangladeşli oruç tutuyor. neyse bi akşamüstü gene pes oynuyoruz, o da bizi izliyor falan filan
dedim iftar saatini öğrenim mi senin için. anlamadı, işte güneş batınca açıcam diyo. alla alla, ilk çağ mı lan bu diye şöyle
bir iki dakka kafa yordum, geçti. neyse ertesi gün de bunu partide elinde bira gördüm, ulan kız dini yeniden yazıyor sanki.
lan dedim sen naapıyon amına koyim, düşürecektin meteoru parti çadırına. ee ne var ki, kim diyor onu gibi cümlelerle cevap
verdi bana. dün mesela dönercideyiz işte millet iftarı bekliyor, bu çoktan yemeye başladı. yahu daha saat olmadı, olsa yerler
diyorum güneş battı diyor. sonra da akşam bizle rakı çıktı falan, al incele kızı öyle bi vaka. kızı da yanlış anlamayın,
görsen namazında niyazında dersin harbi, partiyle içkiyle sigarayla alakası yok. 26 yaşında kısa boylu bıyıklı bir bangladeş
kızı işte. yalnız bu din daha çok tutar diye lafı bitireyim ve kaçayım. tü tü tü.
26 Eylül 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder